Ciddi bir sağlık sorunu olan damar hastalıklarıyla gittikçe artan sıklıkla karşılaşılıyor. Haberimize konu olan "damar tıkanıklığı" ise vücudun 3 damar sisteminin tıkanması sonucu dolaşımın bozulması olarak tanımlanıyor. İnsan vücudunda bulunan bu 3 damar sisteminin birincisi temiz kanı taşıyan atardamar (arteryel) sistem, diğeri kirli kanı taşıyan toplardamar (venöz) sistem, sonuncusu ise lenf sıvısını taşıyan lenfatik sistem. Kalp - Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Selim İsbir, damar sisteminin bu 3 hastalığının birbirlerinden tümüyle farklı olduklarına dikkat çekerek, "Arteryel damar hastalıkları erkeklerde daha sık görülürken, venöz damar hastalıklarıyla kadınlarda daha sık karşılaşılıyor" diyor.
Kalp - Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Selim İsbir
Kalp - Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Selim İsbir
NEDEN OLUR?
Atardamar tıkanıklıklarının oluşumunda en önemli etken 'damar sertliği' olarak görülüyor. Damar sertliği ya da kireçlenmesi, sistemik bir hastalık olarak değerlendiriliyor. Aynı hastalık kalbi besleyen damarları ya da beyne kan götüren şah damarlarını da tıkayabiliyor. Nadiren kalp ritim bozukluklarından kaynaklanan pıhtılar da atardamarlarda ani tıkanıklıklara yol açabiliyor. Toplardamar tıkanıklıklarının oluşumunda ise kalıtsal kan hastalıkları, uzun süreli hareketsizlik veya geçirilmiş büyük ameliyatlar rol oynuyor. Lenf damar tıkanıklıklarında yine kalıtsal olarak lenf damarlarındaki defektler veya geçirilmiş ameliyatlar etkili oluyor.
KİMLERİN RİSKİ DAHA FAZLA?
Her 3 sistemi de etkileyen tıkanıklıklarda genetik faktörler ön planda yer alıyor. Atardamar hastalıklarının oluşumunda kan yağlarının yüksekliği, yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve sigara önemli rol oynuyor. Toplardamar tıkanıklığına ise genetik faktörlerin yanında, yatağa bağımlılık ve uçak yolculukları gibi uzun süreli hareketsizlik yol açabiliyor.
BALDIR VE UYLUK AĞRISINA DİKKAT!
Atardamar tıkanıklıklarında en önemli bulgunun yürüme ile ortaya çıkan baldır ve uyluk ağrısı olduğu belirtiliyor. Bu durumda karın bölgesinden her iki kasık bölgesine giden atardamarlarda ve/veya kasık bölgesinden diz ve diz altı bölgelere giden damarlarda bir tıkanıklık söz konusu olabiliyor. Tıkanıklık bacağa giden kan akımında azalma yaratıyor. Bu sorun, istirahat sırasında kan akımının yeterli olmasına karşın hareket esnasında yetersiz kalmasına neden oluyor. Hastaların ağrısı genelde bir iki dakikalık dinlenme sonrasında ortadan kalkıyor.
Bacak toplardamar tıkanıklıklarında ise hastalarda ani başlayan çok şiddetli ağrı ile birlikte bacakta şişlik, kızarıklık ve ısı artışı oluyor. Atardamar hastalıklarında hastalığın ileri dönemlerinde ayakta yara ve sonrasında gangren gelişebiliyor. Toplardamar tıkanıklığında (derin ven trombozu) ise bacakta cap artışı ve kızarıklık görülüyor.
TOPALLAMA O SORUNUN EN ÖNEMLİ BELİRTİSİ
Atardamar tıkanıklıklarında`topallama` en önemli belirti olarak değerlendiriliyor. Prof. Dr. Selim İsbir, bu hastalığın bir diğer adının da 'vitrin hastalığı' olduğunu söyleyerek, "Bu sorunu yaşayan hastalar genelde bir süre yürüdükten sonra baldır bölgelerine gelen kramp benzeri bir ağrıyla durma ihtiyacı duyarlar. Genelde 1-2 dakikalık durma sonrası ağrıları geçer ve tekrar yürümeye başlarlar"diyor.
HANGİ SAĞLIK SORUNLARIYLA KARIŞTIRILIYOR?
Atardamar tıkanıklıklarındaki ağrı genellikle sinir basılarına bağlı ağrılarla karıştırılıyor. Toplardamar tıkanıklıklarının ise başka hastalıklarla karıştırılmasının zor olduğu belirtiliyor. Buna karşın hafif tıkanıklıklarda hastaların bazen kas ağrısı şikayetiyle ortopedi hekimlerine başvurabildikleri belirtiliyor.
UZUV KAYBI MEYDANA GELEBİLİR
Son yıllarda atardamar tıkanıklıkları ile daha sık karşılaşıldığını söyleyen Prof. Dr. Selim İsbir, bu sorunun ihmal edilmesi halinde uzuv kaybı bile görülebileceğine dikkat çekiyor. Her iki hastalık da hastanın yaşam kalitesini ciddi anlamda etkiliyor. Uzuv kaybı atardamar tıkanıklıklarında da en önemli sorun olarak dikkat çekiyor. Toplardamar tıkanıklıkları ise bacakta kalıcı cap artışı, ciltte renk değişiklikleri ve yaralarla sonuçlanıyor. Toplardamar tıkanıklıkları için en önemli risk faktörünün kan pıhtılaşmasına yol açan ilaçlar olduğu belirtilirken ilk akla gelenin doğum kontrol hapları olduğuna dikkat çekiliyor.
EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRLERİ
Atardamar tıkanıklıkları için en önemli risk faktörleri; sigara, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kan yağlarının yüksekliği ve aile öyküsü olarak sıralanıyor. Bu risk faktörlerini taşıyan bireylerin damar sertliği ve olası atardamar tıkanıklığı açısından dikkatli olmaları gerekiyor. Toplardamar tıkanıklıklarında ise kalıtsal pıhtı oluşumunu artıran hastalıklar en önemli risk faktörleri arasında bulunuyor.
TEŞHİSİ ZOR DEĞİL
Teşhiste en önemli yöntemin muayene olduğu belirtiliyor. Prof. Dr. Selim İsbir, "Muayene bulgularına göre, gelişmiş görüntüleme yöntemleriyle tıkanıklığın nerede ve ne derecede olduğunu tespit etmek oldukça kolaydır"diyor.
EN ÖNEMLİ TEDAVİ HAYAT TARZI DEĞİŞİKLİĞİ
Peki bu sorunun tedavisi nasıl yapılıyor? En önemli tedavi, yaşam tarzı değişikliği olarak görülüyor. Sigarayı bırakmak, tansiyon ve şekeri kontrol altında tutmak, düzenli egzersiz ve hareketsizlikten kaçınmak en önemli faktörler arasında bulunuyor. Bunlar olmadan uygulanan ilaç, stent veya cerrahi tedaviden başarılı sonuç alınamayacağı belirtiliyor. Ani damar tıkanıklıklarında ise uzuv kaybının önüne geçmek için acil girişim yapmak büyük önem taşıyor. İlaç tedavisinde kullanılan kan sulandırıcı ilaçlar tedavinin temelini oluşturuyor. Bunun yetersiz kaldığı durumlarda ise girişimsel ya da cerrahi yöntemlere başvurulduğu belirtiliyor.
Gönder